İki Dilde Mimar Sinan 30 Aralık 2005 Kaynak: Milliyet Gazetesi Osmanlı mimarisinin büyük ustasının yapıtları "Mimar Sinan ve Eserleri/Sinan the Architect and His Works" adlı iki dilde yayımlanan kitapta toplandı İstanbul'un tarihi yarımadasında bir tepenin doğal uzantısı gibi yükselen Süleymaniye'den, bir kadın beline yakışacak kemer zarafetine sahip taş köprülere çeşitlenir Mimar Sinan'ın dehası. Yapı Yayınları, Sinan'ın her biri bir başyapıt niteliğindeki çalışmalarını Türkçe ve İngilizce yayımlanan "Mimar Sinan ve Eserleri / Sinan the Architect and His Works" adlı kitapta topladı. Reha Günay'ın yorum yapmadan yayıma hazırladığı kitabın, 224 sayfalık genişletilmiş ikinci baskısında 400'e yakın çizim ve fotoğrafa yer veriliyor. Reha Günay, Sinan yapılarının mimari özelliklerini vurgulayan fotoğrafları bizzat çekti. Kitap, sanatseverler kadar mimarlar ve yapı sektöründe çalışan profesyonellerin de yararlanacağı bir başvuru kaynağı olma özelliği taşıyor. 400'ü aşkın eser Kitapta Sinan'ın yapıtları külliyeler, taşıyıcı ayak sayısına göre camiler, medreseler ve öteki özel yapılar olarak gruplandırılıp sunuluyor. İç mekân gelişimi, yapı teknikleri, malzemeler ve ayrıntılar ayrı bölümlerde inceleniyor. Kitapta bir de Mimar Sinan yapıları analizi yer alıyor. Karşılaştırmalı kronoloji tablosu, meraklıların ilgisinden kaçmayacak; Batı, Osmanlı ve Doğu'nun tarihsel serüveni kitapta, 15. - 17 . yüzyıllar boyunca karşılaştırmalı olarak veriliyor. Kitap, Mimar Sinan'ın yapıtlarını incelerken bir yandan da Sinan'ın yapıtlarını dolaylı ya da doğrudan etkileyen kültürel ve siyasal fon hakkında da okuru bilgilendiriyor. Sözgelimi, Mimar Sinan'ın yaşadığı dönemde saraya bağlı bir mimarlık örgütünün bulunduğunu öğreniyoruz: Hassa Mimarlar Ocağı. Kuruluş tarihi kesin bilinmemekle birlikte, 16. yüzyıla tarihlenen örgütün, varlığını 350 yıl süreyle devam ettirdiği, kitaptaki bilgiler arasında. 'ZAYIF BİR KARINCA' Kitapta, Sinan'ın kısa biyografisi de yer alıyor. Sinan'ın devlet erkânıyla ilişkisinin anlatıldığı bölüm ilgi çekici: "Osmanlı döneminde mimarların devlet protokolünde çok önemli bir yer almadığını görüyoruz. Bu yüzden Sinan kendisini zayıf bir karıncaya benzetmektedir. Sinan, üç sultan yanında pek çok saray erkânına yapı tasarlamış olduğuna göre sevilmiş ve beğeni toplamış bir mimardı. Sultan Süleyman, İstanbul'a su getirmek için Sinan'ı görevlendirdiğinde Sinan'ın çok zor ve bilgi gerektiren bu işi başarıyla tamamlaması, sultanın takdirini kazanmasına neden olmuştur." |
|||
|