İstanbul'un Mimar Sinan Haritası 3 Şubat 2007 Kaynak: Hürriyet/Keyif İsminin bilinirliğine ve eserlerinin kültürümüz içinde sahip olduğu değere rağmen Mimar Sinan’ın Türkiye’deki ve yurtdışındaki mimarlık mirası yıllardır yıpranıyordu. ÇEKÜL Vakfı, kuruluşuyla birlikte Sinan’ın adının ve eserlerinin çevresindeki bu sahipsizliği kırmak ve Sinan’ın mirasına saygıyı egemen kılmak için “Sinan’a Saygı Projesi”ni 1998 yılında başlattı. Hâlâ devam eden projede öncelikle Mimar Sinan eserlerinin envanteri oluşturuldu. Yazmalarda adı geçen 400’den fazla yapıttan ilk olarak Anadolu’dakiler fotoğraflandı ve günümüzdeki durumlarıyla belgelendi. 1998 yılından itibaren bu birikimi halkla paylaşmak amacıyla İstanbul’dan başlayarak dönüşümlü olarak “Sinan’a Saygı Gezileri” düzenlenmeye başlandı. İstanbul’da beş gezi rotası ile pek çoğu kapalı ve kullanılmaz olan Sinan eserleri ziyaret edildi. Ülke çapında devam eden etkinliklerin son ürünüyse “Mimar Sinan Eserleri İstanbul Gezi Haritası” oldu. Sinan’ın yaptığı, ayakta kalmış 100 eserin işaretlendiği harita altı aylık bir çalışma sonucunda hazırlandı ve Atlas Dergisi’nin verdiği destekle yayımlandı. MİMAR SİNAN ESERLERİ ALTI GEZİ YOLUNDA TOPLANDI İstanbul'da Mimar Sinan'a ait olan ve ayakta kalmayı başaran eserlerin sayısı 100 tane olsa da İstanbul Gezi Haritası'nda bunlar arasından özgünlüğünü korumayı başarmış 58 adedi yer alıyor. Beşiktaş-Üsküdar, Eyüp, Eminönü-Azapkapı, Haseki-Topkapı, Sultanahmet-Kadırga ve Sukemerleri'nden oluşan toplam altı farklı güzergâhtan oluşan haritada izlenebilecek her yol bir günde gezilebilecek şekilde düşünüldü. Ayrıca güzergâh üzerinde dinlenilebilecek kafelerin ya da restoranların olmasına da özen gösterildi. Haritanın arka yüzü çevrildiğinde ise izlenilen yol üzerinde karşılaşılan eserlerin rehber niteliğindeki ayrıntılı bilgileri ve mimari planları yer alıyor. ÇEKÜL Vakfı'nın Mimar Sinan için hazırlayacağı diğer haritalar ise sırasıyla Trakya, Anadolu ve Balkanlar olacak. Harita ve bugüne kadar toplanan tüm bilgiler ise www.sinanasaygi.com adresinden görülebilecek. Mağlova (Moğolağa) Kemeri (Cebeciköy-Gaziosmanpaşa, 1554-1564) Kemer, 1563 yılında meydana gelen sel felaketi nedeniyle yıkıldı. Yerine bugün görülen kemer inşa edildi. Eser dünya su mimarisinin başyapıtı niteliğinde. İstanbul'a hâlâ su taşımayı sürdüren kemer, haftasonları çevreye yerleşmelerden gelen balıkçıların ve çocukların uğrak noktası. Kılıç Ali Paşa Külliyesi (Tophane-Beyoğlu, 1580-1587) İtalyan Kökenli devşirme Kılıç Ali Paşa'nın Galata surlarının hemen dibinde Ayasofya'ya öykünerek yaptırdığı külliye, Mimar Sinan'ın günümüze çok iyi durumda ulaşmış eserlerinden. Cami sıradışı planı ve zengin mermer işçilikli haziresi ile etkileyici. Üst rütbeli Osmanlı deniz subaylarının yattığı hazire dışarıdan görülebilse de ziyarete kapalı. Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi (Kadırga-Eminönü, 1571-1572) Külliye, içindeki yapıların özenli mimarisiyle olduğu kadar, bütün halinde eğimli yamaca uyumlu konumlandırılmasıyla da tanınır. Cami, pek çok yazar tarafından Sinan'ın sadrazamlar için inşa ettiği küçük boyutlu camiler içinde en güzeli olarak betimlenir. Ününü göz alıcı İznik çinileriyle berraklaşan, dengeli ve aydınlık iç mekanına borçludur. İstanbul'daki ancak birkaç camide bulunan Hacerülesvet taşının Kâbe'den getirilmiş küçük parçalarından üçü buradadır. Büyükçekmece (Sultan Süleyman) Köprüsü (Büyükçekmece, 1567) Köprünün yapımına, Kanuni Sultan Süleyman Zigetvar seferine çıkarken başlandı. Kanuni'nin ölümünden sonra II. Selim köprünün tamamlanmasını emretmiş ve köprü ilk kez Zigetvar seferi dönüşünde kullanılmıştır. Mimar Sinan köprüden en çok sevdiğim eserlerimden biri diye bahseder. Belki de bu yüzden üstüne imzasını attığı bilinen tek yapıdır. Köprü günümüzde sadece yaya trafiğine açık. |
|||
|