3. Sinan Gezi Yolu: Eyüp
Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, Siyavuş Paşa Evladı Türbesi, Pertev Paşa Türbesi, Zal Mahmut Paşa Külliyesi, Defterdar Mahmut Çelebi Camisi.
Daha Büyük Haritayı Görüntüle
Eyüp, Mimar Sinan’ın sur dışında yaptığı eserlerin büyük bir bölümünü sınırları içinde barındıran bir ilçe. Ne yazık ki bu eserlerin birçoğu 16. yüzyıl özelliklerini kaybetmiş. Ama özgünlüğünü koruyan Sinan yapılarının birbirine çok yakın oluşu gezi yolunu cazip kılıyor. Ayrıca Eyüp Sultan Camisi, çevresi ve İstanbul’un büyüleyici silüetini izleyebileceğiniz Pierre Loti Kahvesi de gezinize ayrı bir zenginlik katacak. Hemen belirtelim, bu gezide göreceğiniz Sinan yapıları, Eyüp’ün dinî önemine paralel olarak türbe ağırlıklı olacak.
Geziye, Pierre Loti Kahvesi’nde yapacağınız kahvaltının ardından bir fincan Türk kahvesi içerek başlamanızı öneriyoruz. Sabahleyin Eyüp’ün en tepe noktasına çıkmaya üşenenlerin yardımına teleferik yetişiyor. Kahvenizi içtikten sonra isterseniz yürüyerek de Eyüp Sultan meydanına inebilirsiniz. İlk ziyaret edeceğiniz yapı Osmanlı İmparatorluğu’nun en güçlü vezirazamı Sokollu Mehmet Paşa’nın yaptırdığı sınırlı boyutlardaki külliye… Bosna doğumlu Sokollu’nun İstanbul, Anadolu ve Trakya’da yaptırdığı gösterişli külliyeler yerine İstanbul’un müslümanlar için en kutsal mekân Eyüp’te gömülmeyi tercih etmiştir. Eyüp Sultan meydanında bulunan, darülkurra, medrese ve Sokollu’nun türbesinden oluşan külliye günümüze küçük değişiklikler dışında özgünlüğünü koruyarak gelmiştir.
Sokollu Mehmet Paşa Medresesi'nden bir görünüm...
1582-1584 yılları arasında Mimar Sinan’ın inşa ettiği Siyavuş Paşa Evladı Türbesi, Sokollu Külliyesi ile karşılıklıdır. Kapıdaki Siyavuş Paşa Türbesi yazısı sizi şaşırtmasın. Siyavuş Paşa’nın kendisinden önce vefat eden oğulları için yaptırdığı türbe, 16. yüzyıl kaynaklarında Siyavuş Paşa Evladı Türbesi olarak geçer. Daha sonra kendisi için bir türbe yaptırmayan Siyavuş Paşa da buraya defnedilmiştir. Sinan ve Siyavuş Paşa arasında bir işveren-mimar ilişkisinin dışında, o dönemde sıkça rastlanan büyük bir çekişme de vardı. Sinan, hayatının son yıllarında, kendisinden sonra baş mimarlık görevi için Mehmet Subaşı’nın uygun olacağını belirtir. Fakat buna karşılık, veziriazam Siyavuş Paşa bu görev için Davut Ağa’yı düşünmektedir. Bu durum Sinan ve Siyavuş Paşa arasındaki ilişkinin kötüleşmesine neden olmuş; Siyavuş Paşa saraydaki etkinliğiyle tanınan Mehmet Ağa’yı da arkasına alarak Sinan’dan sonra Davut Ağa’yı baş mimar olarak atamıştır. Türbe, pazartesi günü dışında her gün ziyarete açık.
Siyavuş Paşa Evladı Türbesi’nin arkasında bulunan Beybaba Sokağı, vezir Pertev Paşa’nın kendisi için Sinan’a yaptırdığı türbeye ulaştırır. Pertev Paşa ile Sinan’ın tanışıklığı, Paşa’nın vefatından neredeyse otuz yıl öncesine dayanıyor. Pertev Paşa, Sinan’ın çıraklık dönemi eseri diye tanımlanan Şehzade Mehmet Camisi’nin bina eminiydi. Günümüzde üstü açık türbenin çatı örtüsünün özgün hali ve Pertev Paşa dışında türbede bulunan ondört mezarın kimlere ait olduğu konusunda elimizde fazla bir bilgi maalesef bulunmamakta.
Büyük olasılıkla saatiniz öğle vaktini gösteriyor. Yemeğinizi Eyüp Sultan meydanındaki lokantalarda yedikten sonra Zalpaşa Caddesi’ne doğru kısa bir yürüyüş yapabilirsiniz. Burada Zal Mahmut Paşa ve eşi Şah Sultan tarafından yaptırılan günümüzde Zal Mahmut Paşa Külliyesi olarak anılan yapılar topluluğunu göreceksiniz. Külliye içinde ilginizi en çok çekecek yapı, büyük olasılıkla yüksek ve bol pencereli beden duvarlarıyla cami olacak. Eğer Zalpaşa Caddesi’nden değil de sahil yolundan, yani Defterdar Caddesi’nden külliye girecek olursanız yüksek duvarlardan kubbeyi görmekte bile zorlanacaksınız. Sinan burada da, Kadırga’daki Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi’nin arazisi gibi eğimli bir arazide çalışmış.
Zal Mahmut Paşa Külliyesi'nden...
Yapının 16. yüzyıl mimarisi içinde farklı bir görünüme sahip olması kadar, banilerinin hayat öyküleri de yapıyı ilginç kılıyor. II. Selim’in kızı olan Şah Sultan ikinci evliliğini Zal Mahmut Paşa ile yapıyor. İlk evliliğini yaptığı Çakırcıbaşı Hasan Paşa ile Zal Mahmut Paşa arasından bir benzerlik var. İki kişi de farklı zamanlarda şehzade ölümlerinden sorumlu tutuluyor; Çakırcıbaşı Hasan Paşa Şehzade Beyazıt’ı, Zal Mahmut Paşa’da Şehzade Mustafa’yı boğarak öldürüyor. Bu iki olay tarihte, II. Selim’in tahta çıkmasının zeminini hazırlayan olaylar arasında gösteriliyor. Bu olaydan sonra -aynı zamanda çok kuvvetli bir güreşçi olan- Mahmut Paşa, İran efsanelerinde gücü simgeleyen bir kahramanın (zal) adıyla anılmaya başlıyor.
Yorgunluğunuzu Zal Mahmut Paşa Külliyesi’nin alt medresesinde içeceğiniz bir demli çay ile giderdikten sonra gezi yolunuzun son durağına, Defterdar Mahmut Çelebi Camisi’ne doğru yürüyebilirsiniz. Beş dakika yürüyüş mesafesindeki yapı özellikle hat sanatı ile ilgilenenlerin ilgisini çekecektir. Uzun yıllar defterdarlık yapmış olan Mahmut Çelebi dönemin ünlü hattatlarındandır. Osmanlı tarihinin en ünlü hattatlarından Şeyh Hamdullah’ın öğrencisi Mahmut Çelebi’nin açık türbesini caminin haziresinde ziyaret edebilirsiniz.
|