Ana Sayfa
Sinan'a Saygı Projesi
Mimar Sinan'ın Hayatı
Mimar Sinan'ın Eserleri
Fotoğraf Galerisi
        Yeni Eklenenler
Külliye Planları
Sinan Gezi Yolları
Gezi Haritaları
Haberler / Duyurular
Gönüllü Çalışma
Projeye Destek
İletişim
ENGLISH






5. Sinan Gezi Yolu: Edirnekapı’dan Fatih’e…

Mihrimah Sultan Külliyesi, Güzel Ahmet Paşa Türbesi, Semiz Ali Paşa Medresesi, Mehmet Ağa Külliyesi, Nişancı Mehmet Paşa Külliyesi, Mesih Mehmet Paşa Külliyesi, Mimarbaşı Sinan Ağa Mescidi, Hüsrev Paşa Türbesi, Bali Paşa Camisi


Daha Büyük Haritayı Görüntüle

Bu gezi yolunun ilk durağı klasik İstanbul silüetinin en doğusunda yer alan Edirnekapı. Edirnekapı’ya gelmişken, Sinan öncesine tarihlenen bir yapıyı gezerek başlayabilirsiniz güne. Mozaik ve freskleriyle ünlü Kariye Müzesi çarşamba günleri dışında her gün ziyarete açık.

Kariye’den Edirnekapı Meydanı’na döndüğünüzde surların yanı başındaki Mihrimah Sultan Camisi’nin kubbesinin görkemini fark edeceksiniz. Sinan’ın başka eserlerinde rastlayamayacağınız biçimde kubbe tek başına, şiirsel bir şekilde yükselir ve Edirnekapı’ya hakim anıtsal bir görünüm oluşturur. 2006 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan kapsamlı onarımlar nedeniyle külliye ziyarete kapalı. Marmara Depremi sırasında zarar gören minare yeniden yapılıyor. Minarenin dışında beden duvarları da esaslı bir onarıma sahne oluyor. Külliyenin içindeki bir başka Sinan yapısı Sokollu Mehmet Paşa’nın ölümünden sonra veziriazamlığa yükselen Mihrimah Sultan’ın damadı Güzel Ahmet Paşa’ya ait.

Edirnekapı'da yer alan Mihrimah Sultan Külliyesi'ne İstanbul Surları'ndan bir bakış...


Güzel Ahmet Paşa Türbesi’nden sonra özgünlüğünü büyük ölçüde yitirmiş Mihrimah Sultan Hamamı’nın önünden geçerek, Semiz Ali Paşa’nın yaptırdığı medreseye ulaşırsınız. Medreseye gelmeden önce Bizans Dönemi’nde açık sarnıç olarak inşa edilen günümüzde Karagümrük Stadı olarak kullanılan yapının önünden geçeceksiniz. Semiz Ali Paşa Medresesi, Kocamustafapaşa’daki Nişancı Mehmet Paşa Medresesi gibi bağımsız medrese örneklerinden... Medrese günümüzde verem dispanseri ve sağlık ocağı olarak kullanılıyor.

Semiz Ali Paşa Medresesi’nden sonra ara sokakları kullanarak ulaşacağınız Çarşamba’daki külliyenin banisinin ilginç bir yaşam öyküsü var. Mehmet Ağa Külliyesi’ni yaptıran Etiyopya kökenli Mehmet Ağa’nın, Osmanlı Sarayı’nın en etkili haremağası yapan süreç ilgi çekicidir. Mehmet Ağa’nın haremağası olmadan önce Osmanlı hareminde bu görevi siyahların yapma geleneği yoktu. III. Murat’ın tahta geçmesiyle 1574 yılında haremağası olan Mehmet Ağa basamakları çok hızlı çıkarak Osmanlı yönetimin de söz sahibi olan güçlü bir kişilik oldu; Sinan’dan sonra, veziriazam Siyavuş Paşa ile birlikte kulis yaparak Davut Ağa’nın baş mimar atanmasını sağladı. 1591 yılında vefat ettiğinde, cenaze töreni için Divan Toplantısı iptal edildi.

Mehmet Ağa Külliyesi’nden sonra tekrar Fevzi Paşa Caddesi’ne doğru yürüyerek bu caddenin paralelinde bulunan Nişancı Mehmet Paşa Camii’ne ulaşacaksınız. Vezir ve nişancı olan Mehmet Paşa’nın yaptırdığı cami ve türbe Mimar Sinan’ın ömrünün son yıllarına rastlamaktadır. Bu nedenle Sinan’ın tasarımının kalfası tarafından uygulanmış olabileceği düşünülür. Ama bu kalfanın kimliği hakkında elimizde somut bir bilgi yok. Caminin giriş kapısı üstündeki III. Murat tuğrasının tasarımı yapının banisine ait. Caminin hemen yanındaki Nişancı Mehmet Paşa’nın yattığı türbe ziyarete kapalı.

Nişancı Mehmet Paşa Camisi'nin içinden bir görünüm...


Fatih’te öğle yemeğinizi yedikten sonra Akşemsettin Caddesi’nden Mesih Mehmet Paşa Külliyesi’ne ulaşabilirsiniz. Külliyenin avlusuna girer girmez ilk göze çarpan şey, normalde şadırvanın bulunması gereken yerde, Mesih Mehmet Paşa’nın açık türbesinin bulunması. Sarayın hazine dairesindeki görevinden -kısa süreli de olsa- veziriazamlığa kadar yükselen hadım Mesih Mehmet Paşa’nın hayatındaki canlılık ve değişkenlik, dış cephedeki taş şebeke motiflerine de yansımıştır.

Akşemsettin Caddesi’nden Vatan Caddesi’ne çıkmadan hemen önce soldaki parkın içinde yer alan Mimarbaşı Sinan Ağa Mescidi bu gezi yolu boyunca göreceğiniz en güzel eser olmasa da, Mimar Sinan’ın vakfiyeleri’nde geçen bu küçük yapı onun mütevazi kişiliğini anlamanıza yardımcı olacaktır. Mimarbaşı Sinan Ağa Mescidi’nden sonra gezi yolunun sonu yaklaşıyor. Birbirlerine çok yakın (200 m.) olan iki Sinan eserini gezerek güneşi Fatih’te batırabilirsiniz. İlk yapı İstanbul’daki 16. yüzyıl vezir türbelerinin belki de en süslülerinden Hüsrev Paşa’nın türbesi. Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Türbeler Müze Müdürlüğü’ne bağlı türbe, harap durumda onarım beklemektedir. Buradan 200 metre kadar yürüdüğünüzde, günümüzde apartmanlar arasında kalmış Bali Paşa Camisi’ne ulaşırsınız. Cami, zaman içinde birçok değişiklik geçirse de görülmeye değer ayrıntılarını kaybetmemiştir.

© 2006 Sinan'a Saygı. Her hakkı saklıdır. [Çekül Vakfı] [Tarihi Kentler Birliği]